Psişik güçler-Paranormal Olaylar Forumu
Psişik güçler-Paranormal Olaylar Forumu
Psişik güçler-Paranormal Olaylar Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Psişik güçler-Paranormal Olaylar Forumu


 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Şemsi tebrizi 2

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
demon-php
Admin
Admin
demon-php


Mesaj Sayısı : 187
Rep gücü : 437
Kayıt tarihi : 13/08/09
Yaş : 41
Nerden : istanbul

Şemsi tebrizi 2 Empty
MesajKonu: Şemsi tebrizi 2   Şemsi tebrizi 2 Icon_minitimeCuma Ağus. 21, 2009 10:48 pm

ŞEMS-İ TEBRÎZÎ HZ.

Konya'ya gelen büyük velîlerden. İsmi Muhammed bin Ali'dir. Tebriz'de doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. Şems-i Tebrîzî lakabıyla meşhûr oldu. 1247 (H.645) târihinde Konya'da şehîd edildi. Mevlânâ'nın medresesinde defnedildi.

Şemseddîn-i Tebrîzî hazretleriŞemsi tebrizi 2 Smilev Tebriz'de ilim öğrendi ve edeb üzere yetişti. Daha küçük yaştayken mânevî hallereŞemsi tebrizi 2 Smilev üstün derecelere kavuştu. Kendisi şöyle anlatır:

"Henüz ilk mektepteydim. Daha bülûğ çağına girmemiştim. Peygamber efendimizin sevgisi bende öyle yer etmişti kiŞemsi tebrizi 2 Smilev kırk gün geçtiği haldeŞemsi tebrizi 2 Smilev O'nun muhabbetinden aklıma yemek ve içmek gelmedi.Bâzan yemeği hatırlattıklarındaŞemsi tebrizi 2 Smilev onları elimle yâhut başımla reddederdim. Göklerdeki melekleri ve yerde gayb âleminiŞemsi tebrizi 2 Smilev kabirdekilerin hallerini müşâhede edebilirdim. Hocam Ebû BekrŞemsi tebrizi 2 Smilev hallerimi başkalarına haber vermekten beni men ederdi. Bir gün babam bu hallerimden ürktü ve beni karşısına alıp; "Yavrucuğum! Ben senin acâyip işlerinden bir şey anlamıyorum. Bunun sonu nereye varacak? Korkarım ki sana bir zarar erişir?" dedi. Ben de ona; "Babacığım! Bir tavuğun altına konan bir ördek yumurtasından çıkan ördek yavrusunun dereye dalıp yüzdüğü gibi ben de mânevî deryâya dalmış bir haldeyim." diye cevap verdim."

Şems-i Tebrîzî hazretleriŞemsi tebrizi 2 Smilev Ebû Bekr-i Kirmânî'den ve Bâbâ Kemâl-i Cündî'den feyz aldı. Onunla berâberŞemsi tebrizi 2 Smilev Bâbâ Kemâl'in yanındaŞemsi tebrizi 2 Smilev Şeyh Fahreddîn-i Irâkî de ders aldı. Şeyh FahreddînŞemsi tebrizi 2 Smilev her keşf ve hâliniŞemsi tebrizi 2 Smilev şiirler hâlinde Bâbâ Kemâl'e arz eder bildirirdi. Birgün Bâbâ KemâlŞemsi tebrizi 2 Smilev Şemseddîn-i Tebrîzî'ye; "Sana esrârdan ve hakîkatlerden bir şey hâsıl olmuyor mu? Neden hiç söylemiyorsun?" dedi. Cevâbında; "Ondan daha çok oluyor. FakatŞemsi tebrizi 2 Smilev ben onun gibi şiir söyleyemiyorum." dedi. Bunun üzerine Bâbâ Kemâl; "Allahü teâlâŞemsi tebrizi 2 Smilev sana öyle bir arkadaş ihsân eder kiŞemsi tebrizi 2 Smilev o senin adına her mârifet ve hakîkatleri söyler." buyurdu.Şems-i Tebrîzî hocalarını çok severŞemsi tebrizi 2 Smilev derslerine çok çalışırdı. Bu bağlılık ve çalışmalarının sonundaŞemsi tebrizi 2 Smilev mânevî ilimlerde yüksek derecelere ulaştı.

Şems-i Tebrîzî hazretleri dünyâya hiç kıymet vermezŞemsi tebrizi 2 Smilev haram ve şüphelilerden son derece sakınırŞemsi tebrizi 2 Smilev mübâhların fazlasını terk ederdi. Bir yerde durmazŞemsi tebrizi 2 Smilev talebelerin bulundukları yerlere giderek onları yetiştirirdi. Bu şekilde bıkmadanŞemsi tebrizi 2 Smilev yorulmadan pekçok yerler dolaştı. Bunun için kendisine "Uçan güneş" dediler. Şems-i Tebrîzî hazretleri seyâhat ettiği yerlerdeŞemsi tebrizi 2 Smilev uğradığı memleketlerde iyi bir dost bulunması için duâ ederdi.

Kendisi anlatır: "Bir zaman RabbimeŞemsi tebrizi 2 Smilev beni kendi velîleri arasına koyup onlara arkadaş et diye yalvarırdım. Bunun üzerine bir gece rüyâmda bana; "Seni bir velîye arkadaş edeceğiz." dediler. Ben de; "Peki o velî zât nerede bulunur?" dedim. Bana; "Aradığın velî Rum diyârındadır." dediler. Sonra onu bir zaman aradım. Bana rüyâmda; "Daha bulacağın zaman gelmedi." dediler. Bir zaman geçtikten sonra bana; "Ey Şems-i Tebrîzî! Senin en şerefli dostun ve arkadaşın Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretleridir." diye ilhâm edildi. Bundan sonra Rum diyârına gitmek ve o sevgili zât ile görüşmek ve yolunda başımı fedâ etmek üzere yollara düştüm."

Şems-i Tebrîzî hazretleri bu ilhâm üzerine tam bir doğruluk ve büyük bir aşkla Tebriz'den Anadolu'ya hareket etti. ÖnceŞam'a oradan Konya'ya geldiği de rivâyet edilmiştir. Bu yolculuğu esnâsında başından birçok hâdiseler geçti.

Şems-i Tebrîzî hazretleri uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra 1244 senesi Ekim ayında Konya'ya geldi.Büyük kapıdan şehre girerek bir han sordu. Gösterilen Şekerrîzân Hanına yerleşti.

Şemseddîn-i Tebrîzî önceleri çok riyâzet ederŞemsi tebrizi 2 Smilev nefsini ıslâh ile uğraşırdı. On veya on beş günde bir kerre iftar ederdi. Gıdâsı yarım bayat çörek parçasıydı. Onu da paça suyuna doğrarŞemsi tebrizi 2 Smilev tirid yapardı. Bir gün çorba pişiren onun bu hâlini öğrenip çorbaya biraz fazlaca yağ karıştırmıştı.Şemseddîn hazretleri bunu görünce o dükkan sâhibiyle bir daha alış-veriş yapmadı.

Şems-i Tebrîzî hazretleri Konya'ya geldiğinde halk onun hakkında; "Acabâ bu zât Allahü teâlânın bir velîsi midir?" dediler ve onun sohbetlerini dinlemeyi arzu ettiler. Şems-i Tebrîzî hazretleri kimseyle görüşmek istemedi. Konuşmalar çoğalıncaŞemsi tebrizi 2 Smilev mecbur kalıp; "Benim bir huyum vardır. Nedir derseniz! Ben bir yahûdî ve hıristiyan gördüğümde onlaraHak teâlânın hak yola kavuşturması için duâ ederim. Bir kimse ki bana sövseŞemsi tebrizi 2 Smilev rencide etse ben yine ona duâ edip; "Yâ Rabbî! O kimsenin dilini sövmekten kurtarŞemsi tebrizi 2 Smilev iyiye çevirip sövmek yerine tesbihleŞemsi tebrizi 2 Smilev tehlille meşgûl olsun demekten başka işim yoktur. Ben velî olsam olmasam size ne?" buyurdu ve bir zaman insanlarla görüşmekten uzak durdu.

Şems-i Tebrîzî hazretleri günlerini orada geçirirkenŞemsi tebrizi 2 Smilev bir gün kapıda oturmuş Allahü teâlânın mahlûkâtı hakkında tefekkür ediyordu. O sırada Mevlânâ hazretleri talebeleriyle oradan geçerkenŞemsi tebrizi 2 Smilev kapı önünde tefekkür hâlindekiŞemsi tebrizi 2 Smilev Şems hazretlerine baktıŞemsi tebrizi 2 Smilev ona selâm verdi. Ve yoluna devâm etti. Kendi kendine de; "BuŞemsi tebrizi 2 Smilev yabancı bir kimseye benziyor. Buralarda böyle birisini hiç görmedim. Ne kadar da nûrlu bir yüzü var." diye düşünürken âniden atının yularını bir elin tuttuğunu gördü. Atı durduran Mevlânâ hazretleriŞemsi tebrizi 2 Smilev elin sâhibinin o yabancı olduğunu görünce; "Buyurunuz! Bir arzunuz mu var?" dedi. O da; "İsminizi öğrenmek istiyorum." deyinceŞemsi tebrizi 2 Smilev Mevlanâ; "Celâleddîn Muhammed." diye cevap verdi. Bunun üzerine Şems-i Tebrîzî; "Bir suâlim var. Acabâ Muhammed aleyhisselâm mıŞemsi tebrizi 2 Smilev yoksaBâyezîd-i Bistâmî mi büyüktür?" diye sordu.Böyle bir soruyu ilk defâ duyan Mevlânâ hazretleri; "Elbette ki Muhammed aleyhisselâm büyüktür. Bütün mahlûkât ve Bâyezîd O'nun hürmetine yaratıldı." dedi. Bu cevâbı bekleyen Şems-i Tebrîzî; "PekiŞemsi tebrizi 2 Smilev Muhammed aleyhisselâm; "Biz seni lâyıkıyla bilemedik yâ Rabbî!" dediği hâldeŞemsi tebrizi 2 Smilev Bâyezîd-i BistâmîŞemsi tebrizi 2 Smilev niçin "SübhânîŞemsi tebrizi 2 Smilev benim şânım ne yücedir" diye söyledi. Bunun hikmetini söyler misiniz?" diyerek tekrar sordu. Mevlânâ hazretleriŞemsi tebrizi 2 Smilev buna da şöyle cevap verdi: "Peygamber efendimizin mübârek kalbi öyle bir deryâ idi kiŞemsi tebrizi 2 Smilev ona ne kadar mârifetŞemsi tebrizi 2 Smilev aşk-ı ilâhî tecellî etseŞemsi tebrizi 2 Smilev ne kadar muhabbetŞemsi tebrizi 2 Smilev Allahü teâlânın sevgisi dolsa onu içine alırŞemsi tebrizi 2 Smilev kuşatırdı. Hattâ daha çoğunu isteyip;"Yâ Rabbî! Verdiğin bu nîmetleri daha da arttır." buyurdu. FakatŞemsi tebrizi 2 Smilev Bâyezîd-i Bistâmî'nin kalbi o kadar geniş olmadığı içinŞemsi tebrizi 2 Smilev ilâhî feyzlere tahammül edemeyerek ufak bir tecelli ile dolup taşardı. Az bir feyzle taşınca da böyle şeyler söylerdi." Bu îzâhata hayran kalan Şems-i TebrîzîŞemsi tebrizi 2 Smilev "Allah" diyerek yere yığıldı. Bayılmıştı. Mevlânâ hazretleriŞemsi tebrizi 2 Smilev hemen atından inerek Şems-i Tebrîzî'yi kucakladıŞemsi tebrizi 2 Smilev ayağa kaldırdı. Bu nûr yüzlü zâta çok ısınmıştıŞemsi tebrizi 2 Smilev kalbinde o kadar muhabbet hâsıl olmuştu kiŞemsi tebrizi 2 Smilev ayılınca büyük bir hürmet ve edeb ile evine götürdü. Bu zâtınŞemsi tebrizi 2 Smilev geleceğini ilk hocası Seyyid Burhâneddîn hazretlerinin söylediği Şems-i Tebrîzî olduğunu öğrenince; "Ey muhterem efendim! Gerçi evimiz size lâyık değil ise deŞemsi tebrizi 2 Smilev zât-ı âlinize sâdık bir köle olmaya çalışacağım. Kölenin nesi varsa efendisinindir. Bundan böyle bu ev sizinŞemsi tebrizi 2 Smilev çocuklarım da evlâtlarınızdır." diyerek hizmetine koşmaya başladı. Gece-gündüz hiç yanından ayrılmayıpŞemsi tebrizi 2 Smilev onun sohbetlerini büyük bir zevk içinde dinlemeye başladı. Ondan hiç ayrılmıyorŞemsi tebrizi 2 Smilev talebelerine ders vermeyeŞemsi tebrizi 2 Smilev insanlara câmide vâz ü nasîhata gitmiyordu. Yanlarına dahîŞemsi tebrizi 2 Smilev hizmetlerini görmek üzere büyük oğlu Sultan Veled girebilirdi. Her gün Şems-i Tebrîzî ile sohbet ederlerŞemsi tebrizi 2 Smilev Allahü teâlânın yarattıkları üzerinde tefekküre dalarlarŞemsi tebrizi 2 Smilev namaz kılarlarŞemsi tebrizi 2 Smilev cenâb-ı Hakk'ı zikrederek muhabbetlerini tâzelerlerdi. Bir gün Mevlânâ havuz kenarındaydı. Yanında kitaplar vardı. Şems-i Tebrîzî hazretleri gelipŞemsi tebrizi 2 Smilev kitapları sordu ve hepsini suya attı. Kitapların suya atılması üzerineŞemsi tebrizi 2 Smilev Mevlânâ; "Âh babamın bulunmaz yazıları gitti." diyerek çok üzüldü. Şems-i Tebrîzî hazretleri elini uzatıp kitapların her birini aldı. Hiçbiri ıslanmamıştı. Mevlânâ "Bu nasıl işdir?" dedi. "Bu zevk ve hâldir. Sen anlamazsın." buyurdu. MevlânâŞemsi tebrizi 2 Smilev Şems-i Tebrîzî'nin bu kerâmetini görünceŞemsi tebrizi 2 Smilev ona olan bağlılığı daha da artıpŞemsi tebrizi 2 Smilev sarsılmaz bir kale gibi oldu.

Mevlânâ'nın oğlu Sultan VeledŞemsi tebrizi 2 Smilev onların hâllerini şöyle anlatır: "Ansızın Şems-i Tebrîzî hazretleri gelip babam ile görüştü. Babamın gölgesiŞemsi tebrizi 2 Smilev onun nûrunda yok oldu. Onlar birbirlerine öyle muhabbet gösterdiler kiŞemsi tebrizi 2 Smilev etraflarında kendilerinden başkasını görmüyorlardı. Şems-i TebrîzîŞemsi tebrizi 2 Smilev babama mârifettenŞemsi tebrizi 2 Smilev Allahü teâlânın zâtına ve sıfatlarına âit ince bilgilerden ve O'na muhabbetten bahsediyordu. Babam da bunları büyük bir haz ile dinliyordu.

Eskiden herkes babama uyardıŞemsi tebrizi 2 Smilev şimdi iseŞemsi tebrizi 2 Smilev babamŞemsi tebrizi 2 Smilev Şems'e uyar oldu. Şems babamı muhabbete dâvet ettikçeŞemsi tebrizi 2 Smilev babamŞemsi tebrizi 2 Smilev Allahü teâlânın muhabbetinden yanıp kavrulurdu. Babam artık onsuz yapamıyorŞemsi tebrizi 2 Smilev yanından bir ân ayrılmıyordu. Bu şekilde aylarca sohbet ettiler. Böylece babam pek büyük mânevî derecelere yükseldi."

Şems-i TebrîzîŞemsi tebrizi 2 Smilev Peygamber efendimizin güzel ahlâkını örnek alıpŞemsi tebrizi 2 Smilev bütün işleriniŞemsi tebrizi 2 Smilev âdetleriniŞemsi tebrizi 2 Smilev ahlâkını O'na uydurmaya gayret ederdi. Şâyet bir kimseden rahatsız olsa; "Yâ Rabbî! Bu kimsenin malını ve çocuklarını çok eyle" derdi. ÇünküŞemsi tebrizi 2 Smilev Peygamber efendimiz de böyle duâ ederdi. Resûlullah efendimizin bedduâ etmek âdetleri değildi.

Şems-i Tebrîzî hazretleri; "Eğer bir kimse bana âhiretim ile ilgili bir defâ iyilik edipŞemsi tebrizi 2 Smilev dünyâ ile ilgili binlerce kötülük etseŞemsi tebrizi 2 Smilev ben onun bir defâ yaptığı iyiliğe nazar ederim. Çünkü iyi ahlâk bunu icâbettirir." buyururdu.

Şems-i Tebrîzî hazretleri her nerede bir cenâze görse; "Âh! Bu cenâzenin yerinde ben olsaydım. Onun yerine beni defnetselerdi." derdi. Bunu işitenler; "Niçin böyle söylüyorsun?" dediklerindeŞemsi tebrizi 2 Smilev onlara; "Âşık olanlar mâşuklarına bir an önce kavuşmak isterler. Maksatlarına en kısa zamanda ulaşmaları makbûl değil midir?" diye cevap verirdi.

Kendisine bir şey ikrâm etseler veya bir şey istediğinde getirselerŞemsi tebrizi 2 Smilev onlara mutlaka karşılığında bir şey verirdi. Ayrıca bu iyiliği yapanlara teveccüh ve duâ ederdi. Onun duâsına kavuşanların kalb gözleri açılırŞemsi tebrizi 2 Smilev keşifŞemsi tebrizi 2 Smilev kerâmet sâhibi olurlardı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://parapsikolojik.yetkinforum.com
demon-php
Admin
Admin
demon-php


Mesaj Sayısı : 187
Rep gücü : 437
Kayıt tarihi : 13/08/09
Yaş : 41
Nerden : istanbul

Şemsi tebrizi 2 Empty
MesajKonu: Geri: Şemsi tebrizi 2   Şemsi tebrizi 2 Icon_minitimeCuma Ağus. 21, 2009 10:50 pm

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Devamı

Şems-i Tebrîzî hazretleri güzel halleri ve kerâmetleri ile meşhûr oldu.

Sirâceddîn anlatır: "Kış mevsiminin ortasıydı. Bir kimse bahçesine gül dikmişti. Bunu Şems-i Tebrîzî'nin bulunduğu bir mecliste; "Efendim! Ben bu günlerde bahçeye gül ağacı diktim. Acaba tutup gül verir mi? Yoksa emeğim boşa mı gider?" diye sordu. Bu kimsenin tereddütlü hâlini gören Şems-i Tebrîzî; "Cenâb-ı Hak isterseŞemsi tebrizi 2 Smilev böyle sebepsiz de yaratır." derkenŞemsi tebrizi 2 Smilev hırkasının altından bir demet gül çıkardı. Orada bulunan bizler bu kerâmeti görünceŞemsi tebrizi 2 Smilev hayretimizden şaşırıp kaldık."

Sultânın bir oğlu vardı. Çok yiğit ve yakışıklı idi. Fakat bir şeyi hemen ezberleyemez çok kısa zamanda da unuturdu. HocalarıŞemsi tebrizi 2 Smilev onun unutkanlığından usanmışlardı. Babası bir gün Şems-i Tebrîzî'nin huzûruna gelipŞemsi tebrizi 2 Smilev oğlunun durumunu anlattı ve himmetini istirhâm edipŞemsi tebrizi 2 Smilev Kur'ân-ı kerîm öğretmesini istedi. Şems-i Tebrîzî de kabûl buyurup; "İnşâallah her gün Kur'ân-ı kerîmin bir cüzünü (yirmi sahife) ezberler." dedi. Orada bulunanlarŞemsi tebrizi 2 Smilev bu söze şaşırdılar. Ertesi günden îtibârenŞemsi tebrizi 2 Smilev çocuk derse gelmeye başladı ve her gün yirmi sahife ezberledi. Bir ayda Kur'ân-ı kerîmin tamâmını ezberlemiş oldu.

Şems-i Tebrîzî hazretleri ile MevlânâŞemsi tebrizi 2 Smilev mehtaplı bir gecede medresenin damında oturmuş sohbet ediyorlardı. Bir ara ŞemsŞemsi tebrizi 2 Smilev etrâfına bir göz gezdirerek; "Hiçbir pencereden ışık görünmüyorŞemsi tebrizi 2 Smilev herkes ölü gibi yatıyor. Keşke uyanık olsalar daŞemsi tebrizi 2 Smilev âhiret için birazcık çalışıpŞemsi tebrizi 2 Smilev kıyâmet gününde güç durumda kalmasalar. Yoksa bu hâlleriyle ölüden farkları yok." dedi. Bunun üzerine Mevlânâ hemen ellerini kaldırıp; "Yâ Rabbî! Şems-i Tebrîzî hazretlerinin hürmetine bu uykuda ölü gibi yatan kullarını uyandır!" diye duâ etti.Duânın akabindeŞemsi tebrizi 2 Smilev gökyüzünde bir anda bulutlar toplanmayaŞemsi tebrizi 2 Smilev şimşekler çakmaya ve gök gürlemeye başladı. Bu şiddetli gürültülerden uyuyan herkes uyandı. Yakın evlerden "Allah!Allah!" sesleri gelmeye başladı. Bir müddet bu sesleri dinlediler ve Şems; "İnsanlarınŞemsi tebrizi 2 Smilev Rabbimizin hıfz-u emânında (korumasında) olabilmeleri içinŞemsi tebrizi 2 Smilev âlimŞemsi tebrizi 2 Smilev kâmil bir rehbere ihtiyaçları vardır. Ancak böyle bir rehbere kavuşanlarŞemsi tebrizi 2 Smilev yer ve gök âfetlerindenŞemsi tebrizi 2 Smilev maddî ve mânevî bütün zararlardan korunabilirler. Görüldü kiŞemsi tebrizi 2 Smilev şu insanların uykudan uyanıp "Allah! Allah!" demeleriŞemsi tebrizi 2 Smilev gök gürlemesinden dolayıdır. Onun gibiŞemsi tebrizi 2 Smilev bu insanların hakîkî uykudan uyanmalarıŞemsi tebrizi 2 Smilev cenâb-ı Hakk'ın sevdiği bir âlimi veya velîsi sebebiyle olmaktadır." buyurdu.

Mevlânâ bir gün talebelerineŞemsi tebrizi 2 Smilev Şems-i Tebrîzî hazretlerinin üstünlüklerindenŞemsi tebrizi 2 Smilev bâzı kerâmetlerinden ve onun üstün vasıflarından bahsetti. Bunları işiten Sultan Veled şöyle anlatır; "Babam MevlânâŞemsi tebrizi 2 Smilev Şems-i Tebrîzî'yi o kadar çok medhetti kiŞemsi tebrizi 2 Smilev hemen Şems'in huzûruna koştum. Geldiğimi görünce; "Ey Behâeddîn! Baban Mevlânâ'nın hakkımda söyledikleri doğrudur. FakatŞemsi tebrizi 2 Smilev Mevlânâ'nın yanında bin tâne ŞemsŞemsi tebrizi 2 Smilev onun yanında zerreler gibi kalır. Bunun için onu bırakıp da benim hizmetime gelmek münâsib olmaz." buyurdu."

Şems-i Tebrîzî hazretleri bir gün kalb gözüyle gayb âlemini seyrederkenŞemsi tebrizi 2 Smilev kırk bin talebesi olan evliyânın büyüklerinden birini gördü. Ellerini açmışŞemsi tebrizi 2 Smilev büyük bir gönül kırıklığı içerisinde cenâb-ı Hakk'a; "Yâ Rabbî! Yâ Rabbî!" diye duâ ediyordu. Öyle bir yalvarışı vardı kiŞemsi tebrizi 2 Smilev bütün rûhlarŞemsi tebrizi 2 Smilev onunla birlik olmuşlarŞemsi tebrizi 2 Smilev "Yâ Rabbî! Yâ Rabbî!" diyorlardı. Şems-i Tebrîzî de o anda cenâb-ı Hakk'a münâcaat edipŞemsi tebrizi 2 Smilev yalvardı. Bu sırada yalvarışlarına cevap olarak; "İste ey Şems!Bütün dileklerin yerine getirilecek." diyen bir ses işitti. Bunun üzerine Şems-iTebrîzî; "Yâ Rabbî! Sana bütün rûhlarla birlikte"Yâ Rabbî! Yâ Rabbî!" diye yalvaran bu velî kuluna ihsân eyle." dedi. Şems-i Tebrîzî hazretlerinin bu şefâatiyleŞemsi tebrizi 2 Smilev o velîŞemsi tebrizi 2 Smilev derhal isteğine kavuştu.

Mevlânâ Celâleddîn ileŞems-i Tebrîzî hazretlerinin zâhiri ve bâtınî çalışmaları devam ederkenŞemsi tebrizi 2 Smilev onların bu sohbetlerini hazmedemeyen ve Mevlânâ'nın kendi aralarına katılmamasına üzülen bâzı kimselerŞemsi tebrizi 2 Smilev Şems-i Tebrîzî hakkında uygun olmayan sözler söylemeye başladılar. Bu söylentilerŞemsi tebrizi 2 Smilev Mevlânâ'nın kulağına kadar geldi. Diyorlardı ki: "Bu kimse Konya'ya geleliŞemsi tebrizi 2 Smilev Mevlânâ bizi terk etti. Gece gündüz hep birbirleriyle sohbet ediyorlar daŞemsi tebrizi 2 Smilev bizlere hiç iltifât göstermiyorlar. Yanlarına kimseyi de koymuyorlar. MevlânâŞemsi tebrizi 2 Smilev Sultân-ül-ulemâ'nın oğlu olsun daŞemsi tebrizi 2 Smilev Tebrîz'den gelen ve ne olduğu belli olmayan bu kimseye gönül bağlasın. Onun için bize sırt çevirsin. Hiç Horasan toprağı ile (Mevlânâ hazretlerinin memleketi) Tebrîz toprağı bir olur mu? Elbette Horasan toprağı daha kıymetlidir." Bu söylentilere Mevlânâ; "Hiç toprağa îtibâr olunur mu? Bir İstanbulluŞemsi tebrizi 2 Smilev bir Mekkeliye gâlip gelirseŞemsi tebrizi 2 Smilev Mekkelinin İstanbulluya tâbi olması hiç ayıp sayılır mı?" diyerek cevap verdi. Fakat söylentiler durmadı. Şems-i Tebrîzî hazretleri artık Konya'da kalamıyacağını anladı. O çok kıymetli dostunuŞemsi tebrizi 2 Smilev o mübârek ahbâbını bırakarak Şam'a gitti.

Şems-i Tebrîzî hazretlerinin gitmesi Mevlânâ'yı çok üzdü. Günler geçtikçe ayrılık acısına sabredemiyorŞemsi tebrizi 2 Smilev kendisinde tahammül edecek bir hâl bırakmıyordu. Şems'in ayrılık hasreti ve muhabbeti ile yanıyordu. "Şems! Şems!" diyerek ciğeri yakan kasîdeler söylüyorŞemsi tebrizi 2 Smilev göz yaşlarıyla dolu yazdığı mektupları Şam'aŞemsi tebrizi 2 Smilev Şems-i Tebrîzî hazretlerine gönderiyordu. Eğer bir kimse; "Şems-i Gördüm." diye yalan söyleseŞemsi tebrizi 2 Smilev ona müjdelik olarak üzerindeki elbisesini verirdi. Bir defâsında birisi; "Şems-i Tebrîzî'yi Şam'da gördüm. Sıhhati yerindeydi." dedi. MevlânâŞemsi tebrizi 2 Smilev ona elinde bulunan ne varsa hepsini verdi. Orada bulunanlardan biri; "OŞemsi tebrizi 2 Smilev Şems-i Tebrîzî'yi görmedi. Yalan söylüyor" deyinceŞemsi tebrizi 2 Smilev Mevlânâ da; "Ona verdiğim bu elbiselerŞemsi tebrizi 2 Smilev sevdiğimin yalan haberinin müjdesidir. Onun hakîkî haberini getirene canımı veririm." diye cevap verdi. Böylece aylar geçti. Mevlanâ artık dayanamayacağını anlayıncaŞemsi tebrizi 2 Smilev oğlu SultanVeled'i Şam'a göndermeye karar verdi. Oğlunu çağırıp; "SüratleŞam'a varıpŞemsi tebrizi 2 Smilev filanca hana gidersin. Şems-i Tebrîzî hazretlerinin o handa bir genç ile sohbet ettiğini görürsün. O genci küçümseme sakın. OŞemsi tebrizi 2 Smilev Allahü teâlânın sevdiği evliyânın kutuplarından biridir. Selâmımı ve duâ isteğimi kendilerine bildir. İçinde bulunduğum şu vaziyetimiŞemsi tebrizi 2 Smilev hasretimi dile getir. Buraya acele teşriflerini tarafımdan istirhâm et." dedi. Sultan VeledŞemsi tebrizi 2 Smilev hemen hazırlıklarını tamamlayıp yola çıktı. Şam'daŞemsi tebrizi 2 Smilev babasının târif ettiği handaŞemsi tebrizi 2 Smilev Şems-i Tebrîzî'yi bir gençle konuşuyor buldu. Durumu dilinin döndüğü kadar anlattı.Konya'da bu hâdiseye sebeb olanların tövbe ettiğini ve Mevlânâ'dan çok özürler dilediklerini de sözüne ekledi. Bunun üzerine Şems-i TebrîzîŞemsi tebrizi 2 Smilev Konya'ya tekrar gitmeye karar verdi. Hemen yola çıktılar. Sultan VeledŞemsi tebrizi 2 Smilev Şems hazretlerini ata bindirdiŞemsi tebrizi 2 Smilev kendisi de arkasında yaya olarak yürüyordu. Şems-i TebrîzîŞemsi tebrizi 2 Smilev Sultan Veled'in ata binmesi için ne kadar ısrâr ettiyseŞemsi tebrizi 2 Smilev o; "Sultânın yanında hizmetçinin ata binmesi bizce yakışık almaz." diyerek ata binmedi. Sultan VeledŞemsi tebrizi 2 Smilev Konya'ya yaklaştıklarında Mevlânâ'ya haberci gönderipŞemsi tebrizi 2 Smilev Konya'ya girmek üzere olduklarını bildirdi. Mevlânâ hazretleri müjdeyi getirene o kadar çok hediye verdi kiŞemsi tebrizi 2 Smilev o kimse zengin oldu. Konya'da tellâllar bağırtılarakŞemsi tebrizi 2 Smilev Şems'in Konya'yı teşrif etmek üzere olduğu bildirildi. Konya'da başta pâdişâh olmak üzereŞemsi tebrizi 2 Smilev ileri gelen vezîrlerŞemsi tebrizi 2 Smilev hâkimlerŞemsi tebrizi 2 Smilev zenginler ve bütün halk yollara döküldü. Büyük bir bayram havası içinde Şemseddîn Tebrîzî ile Sultan Veled göründüler. Sultan VeledŞemsi tebrizi 2 Smilev atın yularından tutmuşŞemsi tebrizi 2 Smilev Şems de atın üzerindeŞemsi tebrizi 2 Smilev başı önünde ağır ağır ilerliyorlardı. Bu muhteşem manzarayı seyredenlerŞemsi tebrizi 2 Smilev büyük bir heyecana kapıldılar. Mevlânâ koşarak ilerlediŞemsi tebrizi 2 Smilev atın dizginlerine yapıştı. Göz göze geldiler. Şems'in attan inmesine yardım eden MevlânâŞemsi tebrizi 2 Smilev üstâdının ellerinden sevinç gözyaşları arasında doya doya öptü. Bu arada yanık sesli hâfızlar Kur'ân-ı kerîm okumaya başladılar. Herkes büyük bir haz içinde Kur'ân-ı kerîmi dinledikten sonraŞemsi tebrizi 2 Smilev sıra ile Şems-i Tebrîzî hazretlerinin ellerini öptüler. Sonra Mevlânâ'nın medresesine geldiler. Şems-i TebrîzîŞemsi tebrizi 2 Smilev Sultan Veled'in kendisine gösterdiği hürmeti ve yaptığı hizmetleriMevlânâ'ya anlattı. Bundan çok memnun olduğunu bildirerek; "Benim bir serim (başım) bir de sırrım vardır. Başımı sana fedâ ettim. Sırrımı da oğlun Sultan Veled'e verdim. Eğer Sultan Veled'inŞemsi tebrizi 2 Smilev bin yıl ömrü olsa da hepsini ibâdetle geçirseŞemsi tebrizi 2 Smilev ona verdiğim sırraŞemsi tebrizi 2 Smilev yâni evliyâlıkta yükselmesine sebeb olduğum derecelere kavuşamaz." dedi.


En son demon-php tarafından Cuma Ağus. 21, 2009 10:53 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://parapsikolojik.yetkinforum.com
demon-php
Admin
Admin
demon-php


Mesaj Sayısı : 187
Rep gücü : 437
Kayıt tarihi : 13/08/09
Yaş : 41
Nerden : istanbul

Şemsi tebrizi 2 Empty
MesajKonu: Geri: Şemsi tebrizi 2   Şemsi tebrizi 2 Icon_minitimeCuma Ağus. 21, 2009 10:53 pm

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Devamı

Mevlânâ Celâleddîn ile Şems-i TebrîzîŞemsi tebrizi 2 Smilev eskisi gibi yine bir odaya çekilip sohbete başladılar. Hiç dışarı çıkmadanŞemsi tebrizi 2 Smilev yanlarına oğlundan başka kimseyi sokmadanŞemsi tebrizi 2 Smilev mânevî bir âlemde ilerlemeye başladılar. HalkŞemsi tebrizi 2 Smilev Şems gelince Mevlânâ'nın sâkinleşeceğiniŞemsi tebrizi 2 Smilev aralarına katılıpŞemsi tebrizi 2 Smilev kendilerine nasîhat edeceğiniŞemsi tebrizi 2 Smilev sohbetlerinden istifâde edeceklerini ümîd ederlerkenŞemsi tebrizi 2 Smilev tam tersineŞemsi tebrizi 2 Smilev eskisinden daha fazla Şems'e bağlandığını ve muhabbetinin ziyâdeleştiğini gördüler.

Şems-i Tebrîzî hazretleriŞemsi tebrizi 2 SmilevMevlânâ'yı velîlik makamlarının en yüksek derecelerine çıkarmak için elinden gelen bütün tedbirlere başvuruyorŞemsi tebrizi 2 Smilev her türlü riyâzet ve mücâhedeyi yaptırıyordu. Günler bu şekilde devâm ederkenŞemsi tebrizi 2 Smilev halkŞemsi tebrizi 2 Smilev Mevlânâ'nın hiç görünmemesinden dolayı Şems'e kızmaya başladı. Bir gün bu söylenenleri Şems-i Tebrîzî işitinceŞemsi tebrizi 2 Smilev Sultan Veled'e; "Ey Veled!Hakkımda yine sû-i zan etmeye başladılar. Beni Mevlânâ'dan ayırmak içinŞemsi tebrizi 2 Smilev söz birliği etmişler. Bu seferki ayrılığımın acısı çok derin olacak!" dedi.

1247 senesi Aralık ayının beşine rastlayan Perşembe gecesiydi. Mevlâna ile Şems hazretleri yine odalarında sohbet ediyorlarŞemsi tebrizi 2 Smilev Allahü teâlânın muhabbetinden ve çeşitli velîlik makamlarından anlatıyorlardı. Bir ara kapı çalındı ve Şems hazretlerini dışarı çağırdılar. Şems-i TebrîzîŞemsi tebrizi 2 Smilev Mevlânâ'ya; "Beni katletmek için çağırıyorlar." dedi ve dışarı çıktı. Dışarda bir grup kimseŞemsi tebrizi 2 Smilev bir anda üzerine hücûm ettiler. Şems-i Tebrîzî hazretlerinin "Allah!" diyen sesi duyuldu. Mevlânâ hemen dışarı çıktıŞemsi tebrizi 2 Smilev fakat hiç kimse yoktu. Yerde kan lekeleri vardı. Derhal oğlu Sultan Veled'i uyandırıpŞemsi tebrizi 2 Smilev durumun tetkîkini istedi. Yapılan bütün araştırmalarda Şems-i Tebrîzî hazretlerinin mübârek cesedini bulamadılar. Bu cinâyeti işleyenler yedi kişi idi. İçlerindeŞemsi tebrizi 2 Smilev Mevlânâ'nın oğlu Alâeddîn de vardı.Yedisi de kısa bir süre sonra çeşitli belâlara yakalanarak öldüler. Bir gece Sultan VeledŞemsi tebrizi 2 Smilev rüyâsında Şems-i Tebrîzî'nin cesedinin bir kuyuya atıldığını gördü. Şems-i Tebrîzî hazretleri ona; "Ben falan yerdeki kuyudayım. Beni buradan alıp defneyleyin." buyurdu. Sultan Veled uyanıncaŞemsi tebrizi 2 Smilev yanına en yakın dostlarından birkaçını alarakŞemsi tebrizi 2 Smilev gördüğü kuyuya gittiler. Cesed hiç bozulmamıştı. Bulunduğu yerden alıp cenâze hizmetlerini gördüler ve Mevlânâ'nın medresesine defnettiler.

Şems-i Tebrîzî'nin kıymetliŞemsi tebrizi 2 Smilev hikmetli sözlerinden bâzıları şöyledir:

Şems-i Tebrîzî hazretlerine bir kimse; "Efendim! Mârifeti bana anlatır mısınız?" dedi. O da; "Bir gönül kiŞemsi tebrizi 2 Smilev Allahü teâlânın muhabbetiyle yanıpŞemsi tebrizi 2 Smilev onunla hayat buluyorsaŞemsi tebrizi 2 Smilev bu mârifettir." buyurdu. Soruyu soran; "Peki ben ne yaparsam bu mârifeti elde edebilirim?" diye tekrar sordu. "Bedeni terk ederek. Çünkü Allahü teâlâ ile kul arasındaki perdeŞemsi tebrizi 2 Smilev kişinin bedenidir. Allahü teâlâya vâsıl olmasına mâni olacak şey dört tânedir: 1) ŞehvetŞemsi tebrizi 2 Smilev 2) Çok yemek. 3) Mal ve makamŞemsi tebrizi 2 Smilev 4) Ucb ve gurûr. İşte bu dört şeyŞemsi tebrizi 2 Smilev kulun cenâb-ı Hakk'a ulaşmasına mânidir." buyurdu.

Bir defâsında da; "VelîlerŞemsi tebrizi 2 Smilev Allahü teâlâyı zikretmekten yorulmazlar ve O'nun muhabbetine doymazlar. Onların yanında dünyânın hiçbir kıymeti yoktur. OnlarŞemsi tebrizi 2 Smilev her an Allahü teâlâyı zikrederlerŞemsi tebrizi 2 Smilev şükrederlerŞemsi tebrizi 2 Smilev ibâdete devam ederler. Bir kalpten bütün arzu ve istekler çıkarsaŞemsi tebrizi 2 Smilev orada Allahü teâlânın sevgisinden başka bir sevgi kalmaz." buyurdu.

"İlim üç şeydir: Zikreden dilŞemsi tebrizi 2 Smilev şükreden kalpŞemsi tebrizi 2 Smilev sabreden beden."

"Perhizi olmayan bir vücûdŞemsi tebrizi 2 Smilev meyvesiz bir ağaç; utanması olmayan bir bedenŞemsi tebrizi 2 Smilev tuzsuz bir aş; gayreti olmayan bir vücûdŞemsi tebrizi 2 Smilev sâhipsiz bir köle gibidir." buyurdu.

Şems-i Tebrîzî hazretlerine; "İnsanların en üstünüŞemsi tebrizi 2 Smilev kıymetlisi kimdir?" dediler. Cevâbında; "Şu dört kimsenin kıymetiŞemsi tebrizi 2 Smilev Allahü teâlâ katında yüksektir: 1) Şükreden zenginŞemsi tebrizi 2 Smilev 2) Kanâatlı ve sabreden fakirŞemsi tebrizi 2 Smilev 3) İşlediği günâhlara pişmân olupŞemsi tebrizi 2 Smilev Allahü teâlânın azâbından korkan kişiŞemsi tebrizi 2 Smilev 4) TakvâŞemsi tebrizi 2 Smilev verâŞemsi tebrizi 2 Smilev zühd sâhibi; yâni haramlardan sakınıpŞemsi tebrizi 2 Smilev şüpheli korkusuyla mübahların çoğunu terkederek dünyâya zerre kadar meyletmeyen âlimdir." buyurdu. "Bu kıymetli insanların içinde en üstünü hangisidir?" diye sordular. Buyurdu ki: "İlim ve hilm (yumuşaklık) sâhibi âlimlerdir."

Cömertliği sordularŞemsi tebrizi 2 Smilev buyurdu ki: "Dört türlü sehâvetŞemsi tebrizi 2 Smilev cömertlikvardır: 1) Mal cömertliği; zâhidlereŞemsi tebrizi 2 Smilev dünyâya kıymet vermeyenlere mahsustur. Onlar malı verirlerŞemsi tebrizi 2 Smilev mârifetiŞemsi tebrizi 2 Smilev Allahü teâlâyı tanımayı alırlar. 2) Beden cömertliği; müctehid olan âlimlere mahsustur. Onlar da Allahü teâlânın yolunda vücutlarını harcarlar ve hidâyeti alırlar. 3) Can cömertliği; şehidlere mahsustur. Onlar da canlarını vererek Cennet'i alırlar. 4) Kalb cömertliği; âriflere mahsustur. Onlar da gönül vererek muhabbeti alırlar."

"DünyâŞemsi tebrizi 2 Smilev insanı hevâ ve hevesine kaptırırŞemsi tebrizi 2 Smilev nefsin arzularına uydurur. Netîcede Cehennem'e götürür."

"İnsanoğlunun edepten nasîbi yoksaŞemsi tebrizi 2 Smilev insan değildir. İnsan ile hayvan arasını ayıran edeptir."

"Âhireti kazanmak için çalışmak lâzımdır. BuŞemsi tebrizi 2 Smilev insanı Cennet'e götürüpŞemsi tebrizi 2 Smilev Allahü teâlânın cemâlini görmekle şereflenmesine sebeb olur."

Şems-i Tebrîzî hazretlerinin aşkla söylediği beytlerinden bâzıları şöyledir:

Bihamdillah direm Allah
Alıp aklımı fikrullah
Dilimde zâtın esmâsı
Bana üns oldu zikrullah
Salâtullah selâmullah
Aleyke yâ Resûlallah

Bu tevhidden murâd ancak
Cemâl-i zâta ermektir
Görünen kendi zâtıdır
Değil sanma ki gayrullah
Salâtullah selâmullah
Aleyke yâ Resûlallah

Ben ol pervâneyim geldim
Düşüp aşk oduna yandım
Yanuban küllü yandım
Beni yaktı aşkullah
Salâtullah selâmullah
Aleyke yâ Resûlallah

Gönül âyinesin sûfî
Eğer kılar isen sâfî
Açılır sana bir kapı
Ayân olur Cemâlullah
Salâtullah selâmullah
Aleyke yâ Resûlallah

Şems-i Tebrîz bunu bilir
Ehad kalmaz fenâ bulur
Bu âlem küllü mahvolur
Hemen bâkî kalır Allah
Salâtullah selâmullah
Aleyke yâ Resûlallah

YAPACAĞIM BİR ŞEY YOK

Şems-i Tebrîzî hazretleri Şam'danKonya'ya gelirkenŞemsi tebrizi 2 Smilev yol üzerinde bulunan bir hana uğrayarak burada yatmak istedi. Fakat uğradığı bütün hanların dolu olduğunuŞemsi tebrizi 2 Smilev hiç kalacak yerlerinin olmadığını öğreninceŞemsi tebrizi 2 Smilev câmide sabahlamak istedi. Câmiye gidip yatsı namazını cemâatle kıldı. Cemâat dağıldığındaŞemsi tebrizi 2 Smilev o hâlâ duâya devâm ediyordu. Duâsını bitirdiğindeŞemsi tebrizi 2 Smilev câmide kimse kalmamıştı. Cübbesini çıkarıp başının altına koyarak uzandı. Günlerce süren yolculuğun verdiği yorgunlukla hemen kendinden geçti. Bir müddet sonra câminin kapılarını kilitlemek üzere gelen görevliŞemsi tebrizi 2 Smilev camide birinin yattığını görünceŞemsi tebrizi 2 Smilev yanına yaklaşarak: "Burada yatılmaz kalk!" dedi. Şems-i Tebrîzî hazretleri doğrularak: "Benim kimseye bir zararım dokunmaz. GaribimŞemsi tebrizi 2 Smilev uzak yoldan geliyorum. Hanlarda da yatacak yer yokmuşŞemsi tebrizi 2 Smilev başka kalacak bir yerim de yok. Bırak da burada sabahlıyayım." dedi. Câmiyi kilitlemek için gelen kişi; "Beni uğraştırmaŞemsi tebrizi 2 Smilev sana kalk dışarı çık dedimŞemsi tebrizi 2 Smilev yoksa yaka paça seni dışarı atmasını bilirim." diye karşılık verdi.

Şems-i Tebrîzî hazretleriŞemsi tebrizi 2 Smilev bu son sözler üzerine bir tuhaf oldu. Hemen ayağa kalktı. Cübbesini toplayarak sessizce kapıdan dışarı çıktı.Câmiden çıkmasını isteyen görevliŞemsi tebrizi 2 Smilev onun arkasından bakarkenŞemsi tebrizi 2 Smilev âniden boğuluyormuş gibi oldu. Bunun üzerine; "İmdât boğuluyorum!" diye bağırmaya başladı. Bu sesi işiten imâm efendi koşarak geldi ve ona; "Ne olduŞemsi tebrizi 2 Smilev niye bağırıyorsun?" diye sordu. Kayyum durumu anlatıncaŞemsi tebrizi 2 Smilev imâm efendi hemen câmiden çıkıp koşarakŞemsi tebrizi 2 Smilev Şems-i Tebrîzî hazretlerine yetişti. Kendisine; "EfendimŞemsi tebrizi 2 Smilev o câhildirŞemsi tebrizi 2 Smilev bir terbiyesizlik etmiş. Ne olur onu affedin!" dedi. Şems-i Tebrîzî hazretleri imâm efendiye baktı. Üzüntülü bir şekilde: "Onun işi benden çıktı. Benim yapabileceğim birşey yoktur. Ancak îmânla ölmesi için duâ edebilirim." buyurdu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://parapsikolojik.yetkinforum.com
demon-php
Admin
Admin
demon-php


Mesaj Sayısı : 187
Rep gücü : 437
Kayıt tarihi : 13/08/09
Yaş : 41
Nerden : istanbul

Şemsi tebrizi 2 Empty
MesajKonu: Geri: Şemsi tebrizi 2   Şemsi tebrizi 2 Icon_minitimeCuma Ağus. 21, 2009 10:54 pm

ÜÇ SUÂL VE BİR CEVAP

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'ye felsefecilerden bir grup geldi. Suâl sormak istediklerini bildirdiler. Mevlânâ hazretleri bunları Şems-i Tebrîzî'ye havâle etti. Bunun üzerine onun yanına gittiler. Şems-i Tebrîzî hazretleri mesciddeŞemsi tebrizi 2 Smilev talebelere bir ker****le teyemmüm nasıl yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler üç suâl sormak istediklerini belirttilerŞemsi tebrizi 2 Smilev Şems-i Tebrîzî; "Sorun!" buyurdu. İçlerinden birini başkan seçtiler. Hepsinin adına o soracaktı. Sormaya başladı: "Allah var dersinizŞemsi tebrizi 2 Smilev ama görünmezŞemsi tebrizi 2 Smilev göster de inanalım." Şems-i Tebrîzî hazretleri; "Öbür sorunu da sor!" buyurdu. O; "Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersinizŞemsi tebrizi 2 Smilev sonra da ateşle ona azâb edilecek dersiniz hiç ateş ateşe azâb eder mi?" dedi. Şems-i Tebrîzî; "Peki öbürünü de sor!" buyurdu. O; "Âhirette herkes hakkını alacakŞemsi tebrizi 2 Smilev yaptıklarının cezâsını çekecek diyorsunuz. Bırakın insanları canları ne istiyorsa yapsınlarŞemsi tebrizi 2 Smilev karışmayın!" dedi. Bunun üzerine Şems-i TebrîzîŞemsi tebrizi 2 Smilev elindeki kuru kerpici adamın başına vurdu.Soru sormaya gelen felsefeciŞemsi tebrizi 2 Smilev derhâl zamânın kâdısına gidipŞemsi tebrizi 2 Smilev dâvâcı oldu. Ve; "BenŞemsi tebrizi 2 Smilev soru sordumŞemsi tebrizi 2 Smilev o başıma ker**** vurdu." dedi.Şems-i Tebrîzî; "Ben de sâdece cevap verdim." buyurdu. Kâdı bu işin açıklamasını istedi.Şems-i Tebrîzî şöyle anlattı: "EfendimŞemsi tebrizi 2 Smilev banaAllahü teâlâyı göster de inanayımŞemsi tebrizi 2 Smilev dedi. Şimdi bu felsefeciŞemsi tebrizi 2 Smilev başının ağrısını göstersin de görelim." O kimse şaşırarak; "Ağrıyor ama gösteremem." dedi. Şems-i Tebrîzî; "İşte Allahü teâlâ da vardırŞemsi tebrizi 2 Smilev fakat görünmez. Yine banaŞemsi tebrizi 2 Smilev şeytana ateşle nasıl azâb edileceğini sordu. Ben buna toprakla vurdum. Toprak onun başını acıttı. Hâlbuki kendi bedeni de topraktan yaratıldı. Yine bana; "Bırakın herkesin canı ne isterse onu yapsın. Bundan dolayı bir hak olmaz." dedi. Benim canım onun başına kerpici vurmak istedi ve vurdum. Niçin hakkını arıyor? Aramasa ya! Bu dünyâda küçük bir mesele için hak aranırsaŞemsi tebrizi 2 Smilev o sonsuz olan âhiret hayâtında niçin hak aranmasın?" buyurdu. FelsefeciŞemsi tebrizi 2 Smilev bu güzel cevaplar karşısında mahcûb olupŞemsi tebrizi 2 Smilev söz söyleyemez hâle düştü.

GAFLETTEN UYANMAK İÇİN

Mevlânâ otururkenŞemsi tebrizi 2 Smilev bir havuz kenarındaŞemsi tebrizi 2 Smilev
GeldiŞems-i Tebrîzî ve oturdu yanında.

Gördü ki Mevlânâ'nınŞemsi tebrizi 2 Smilev yanında kitaplar varŞemsi tebrizi 2 Smilev
Onları göstererekŞemsi tebrizi 2 Smilev sordu ki: "Nedir onlar?"

Arz etti ki: "BabamınŞemsi tebrizi 2 Smilev yazdığı kitaplardırŞemsi tebrizi 2 Smilev
Hepsi de inci gibiŞemsi tebrizi 2 Smilev kıymette bî-bahâdır."

Şems onları isteyipŞemsi tebrizi 2 Smilev aldı kendi elineŞemsi tebrizi 2 Smilev
Ve kaldırıp hepsiniŞemsi tebrizi 2 Smilev attı suyun içine.

Mevlânâ çok üzülüpŞemsi tebrizi 2 Smilev dedi: "EyvâhŞemsi tebrizi 2 Smilev pederdenŞemsi tebrizi 2 Smilev
Kalan kitaplarımınŞemsi tebrizi 2 Smilev tamamı gitti elden."

Lâkin Şems-i TebrîzîŞemsi tebrizi 2 Smilev elini uzatarakŞemsi tebrizi 2 Smilev
Çıkardı herbiriniŞemsi tebrizi 2 Smilev hem de kuru olarak.

Mevlânâ görünce deŞemsi tebrizi 2 Smilev ondan bu kerâmetiŞemsi tebrizi 2 Smilev
Daha da sağlam olduŞemsi tebrizi 2 Smilev ona teslîmiyeti.

Öyle ki sarsılmaz bir kale gibi oldu tamŞemsi tebrizi 2 Smilev
Sohbetine daha çokŞemsi tebrizi 2 Smilev aşk ile etti devam.

Evlâdı Sultan VeledŞemsi tebrizi 2 Smilev der ki: "Şems-i TebrîzîŞemsi tebrizi 2 Smilev
Ansızın gelip gördüŞemsi tebrizi 2 Smilev bir gün pederimizi.

Öyle kiŞemsi tebrizi 2 Smilev babam onunŞemsi tebrizi 2 Smilev dururken huzûrundaŞemsi tebrizi 2 Smilev
Yok olmuştu gölgesiŞemsi tebrizi 2 Smilev o velînin nûrunda.

Önce herkes babamaŞemsi tebrizi 2 Smilev tâbi ikenŞemsi tebrizi 2 Smilev bu seferŞemsi tebrizi 2 Smilev
Babam Şems'e uydu ve oldu onda cansiper.

Şems ona anlattıkçaŞemsi tebrizi 2 Smilev Allah'ın sevgisindenŞemsi tebrizi 2 Smilev
Babam şevkle dinleyipŞemsi tebrizi 2 Smilev geçerdi kendisinden.

Bu şekilde aylarcaŞemsi tebrizi 2 Smilev devam etti bu sohbetŞemsi tebrizi 2 Smilev
Çok yüksek makamlaraŞemsi tebrizi 2 Smilev erdi babam nihâyet."

Şems-i Tebrîzî ileŞemsi tebrizi 2 Smilev Mevlânâ hazretleriŞemsi tebrizi 2 Smilev
Sohbet ediyorlardıŞemsi tebrizi 2 Smilev geceleri ekserî.

Yine bir gün geceninŞemsi tebrizi 2 Smilev bir mehtaplı ânındaŞemsi tebrizi 2 Smilev
Sohbet ediyorlarkenŞemsi tebrizi 2 Smilev medresenin damındaŞemsi tebrizi 2 Smilev

Baktı Şems-i TebrîzîŞemsi tebrizi 2 Smilev etrafına birazcıkŞemsi tebrizi 2 Smilev
Buyurdu: "Hiç bir evdeŞemsi tebrizi 2 Smilev görünmüyor az ışıkŞemsi tebrizi 2 Smilev

Ölü gibiŞemsi tebrizi 2 Smilev gafletleŞemsi tebrizi 2 Smilev uyuyor bu kimselerŞemsi tebrizi 2 Smilev
Keşki kalkıp Allah'aŞemsi tebrizi 2 Smilev ibâdet eyleselerŞemsi tebrizi 2 Smilev

Zirâ kimŞemsi tebrizi 2 Smilev az sıkıntıŞemsi tebrizi 2 Smilev çeker ise bu gündeŞemsi tebrizi 2 Smilev
Görmez fazla ızdırapŞemsi tebrizi 2 Smilev yarın mahşer gününde."

O böyle söyleyinceŞemsi tebrizi 2 Smilev hazret-i Mevlânâ daŞemsi tebrizi 2 Smilev
Ellerini kaldırıpŞemsi tebrizi 2 Smilev duâ etti o anda.

Dedi: "Şems-i TebrîzîŞemsi tebrizi 2 Smilev hürmetine İlâhîŞemsi tebrizi 2 Smilev
Uyandır ölü gibiŞemsi tebrizi 2 Smilev yatan bu ahâlîyi."

Mevlânâ hazretleriŞemsi tebrizi 2 Smilev edince böyle duâŞemsi tebrizi 2 Smilev
Başladı gök yüzündeŞemsi tebrizi 2 Smilev bulutlar toplanmağa.

Şimşek çakıpŞemsi tebrizi 2 Smilev kuvvetleŞemsi tebrizi 2 Smilev gök gürledi peşindenŞemsi tebrizi 2 Smilev
Uyandı şehir halkıŞemsi tebrizi 2 Smilev bu gök gürlemesinden.

Civardaki evlerdenŞemsi tebrizi 2 Smilev sesler yükseliyorduŞemsi tebrizi 2 Smilev
Herkes korkularındanŞemsi tebrizi 2 Smilev "Allah Allah" diyordu.

Hazret-i Şems buyurdu: "Nasıl şimdi insanlarŞemsi tebrizi 2 Smilev
Bu yalancı uykudanŞemsi tebrizi 2 Smilev bu sesle uyandılarŞemsi tebrizi 2 Smilev

Hakîkî uykudan daŞemsi tebrizi 2 Smilev uyanmaları içinŞemsi tebrizi 2 Smilev
Teveccühü gerekirŞemsi tebrizi 2 Smilev bir veliyy-i kâmilinŞemsi tebrizi 2 Smilev

Bir Allah adamınınŞemsi tebrizi 2 Smilev mevcûdiyeti ileŞemsi tebrizi 2 Smilev
Gafletten uyanırlarŞemsi tebrizi 2 Smilev bir şehir halkı böyle."

BAŞKA ÇÂRE YOK

Şems-i Tebrîzî hazretleriŞemsi tebrizi 2 Smilev bir gün dostlarına şöyle nasîhatta bulundu: "Âhireti terk edipŞemsi tebrizi 2 Smilev dünyâya tâlib olup muhabbet edenlereŞemsi tebrizi 2 Smilev mal kazanıp zengin olmaktan başka çâre yoktur. Âhirete tâlib olan kimselere deŞemsi tebrizi 2 Smilev ölmeden önce ibâdet yaparakŞemsi tebrizi 2 Smilev dîn-i İslâma hizmet ederek gayretle çalışmaktan başka çâre yoktur. Allahü teâlânın tâlibi olan kimselereŞemsi tebrizi 2 Smilev O'na kavuşmak arzusu içinde olanlaraŞemsi tebrizi 2 Smilev mihnetŞemsi tebrizi 2 Smilev meşakkatŞemsi tebrizi 2 Smilev dert ve belâlara katlanmaktan başka çâre yoktur. İlmi taleb edenlereŞemsi tebrizi 2 Smilev yâni âlim olmak isteyenlereŞemsi tebrizi 2 Smilev herkesin gözünde hakîr olmak ve yalnızŞemsi tebrizi 2 Smilev kimsesizŞemsi tebrizi 2 Smilev garip kalmaktan başka çâre yoktur. ÇünküŞemsi tebrizi 2 Smilev kim ilim öğrenmek arzusunda olursaŞemsi tebrizi 2 Smilev onun üzüntüsü çok olur. Onu rencide ederler. Huzura kavuşması için her türlü derdeŞemsi tebrizi 2 Smilev belâya sabretmesi lâzımdır. Her kim kendini üstün görürseŞemsi tebrizi 2 Smilev onun sonu zillete düşmektir. HesapsızŞemsi tebrizi 2 Smilev sonunu düşünmeden malını sarfedenlerŞemsi tebrizi 2 Smilev fakir olurlar. Her kim fakirliğe sabrederŞemsi tebrizi 2 Smilev kanâatkâr olursaŞemsi tebrizi 2 Smilev sonunda zenginliğe ulaşır. Her kimseninŞemsi tebrizi 2 Smilev kendisinde bulunan iki şeyin birisini öldürüpŞemsi tebrizi 2 Smilev birisini diri tutmaya çalışması lâzımdır. Öldürmesi îcâb eden şey nefsidir. Çünkü nefsi öldürmedikçeŞemsi tebrizi 2 Smilev rahata ermek düşünülemez. Diri tutması lâzım gelen şey deŞemsi tebrizi 2 Smilev gönüldür. Çünkü gönlü ölü olanların mesûd ve bahtiyâr olması düşünülemez."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://parapsikolojik.yetkinforum.com
 
Şemsi tebrizi 2
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Şemsi Tebriz'i

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Psişik güçler-Paranormal Olaylar Forumu :: Kültür,Sanat,Müzik(Mp3 paylaşımı yasaktır) :: Edebiyat ve Felsefe-
Buraya geçin: